NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
180 - (1230) وحدثنا
يحيى بن يحيى.
قال: قرأت على
مالك عن نافع
رضي الله عنهما
خرج في الفتنة
معتمرا. وقال:
إن
صددت عن البيت
صنعنا كما
صنعنا مع رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
فخرج فأهل
بعمرة. وسار حتى
إذا ظهر على
البيداء
التفت إلى
أصحابه فقال:
ما أمرهما إلا
واحد. أشهدكم
أني قد أوجبت
الحج مع
العمرة. فخرج
حتى إذا جاء
البيت طاف به
سبعا. وبين
الصفا
والمروة،
سبعا .لم يزد
عليه. ورأى
أنه مجزئ عنه.
وأهدى.
{180}
Bize Yahya b. Yahya
rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e Nâfi'den dinlediğim şu hadîsi okudum:
Abdullah b. Ömer
(Radiyallahu anhüma) fitne (senesin) de Umre'ye niyet ederek yola çıkmış. Ve
(içinden) şöyle demiş: «Eğer beyti tavâf'dan menedilirsem, ben de ResûlulIah
{Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber olduğumuz zaman yaptığımız gibi
yaparım.»
Böylece yol'a çıkmış ve
Umre'ye telbiye getirerek yürümüş. Beydâ düzüne çıktığı vakit arkadaşlarına
bakmış da «Bunların ikisinin hükmü ile bîrdir. Sizi şahit kılarım ki ben
hacc'a, Umre ile birlikte niyet ettim,
demiş.
Ve yoluna revân olmuş.
Beyt-i şerif'e varınca onu yedi defa
tavaf etmiş, Safa ile Merve arasında da yedi defa sa'y yapmış, yedi'den
fazla'ya uzanmamış. Bunun, kendisine kâfi
geleceğine kanî olmuş ve kurban sevketmiş.
181 - (1230) وحدثنا
محمد بن
المثنى. حدثنا
يحيى (وهو
القطان)
عن عبيدالله.
حدثني نافع ؛
أن عبدالله بن
عبدالله،
وسالم ابن
عبدالله
كلَّما عبدَالله
حين نزل
الحجاج لقتال
ابن الزبير. قالا:
لا
يضرك أن لا
تحج العام.
فإنا نخشى أن
يكون بين
الناس قتال
يحال بينك
وبين البيت.
قال: فإن حيل
بيني وبينه
فعلت كما فعل
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم وأنا
معه. حين حالت
كفار قريش بينه
وبين البيت.
أشهدكم أني قد
أوجبت عمرة.
فانطلق حتى
أتى ذا
الحليفة فلبى
بالعمرة. ثم
قال: إن خلّي
سبيلي قضيت
عمرتي. وإن حيل
بيني وبينه
فعلت كما فعل
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم وأنا
معه. ثم تلا:
لقد كان لكم
في رسول الله
أسوة حسنة [33 /
الأحزاب /
الآية 21] ثم سار
حتى إذا كان
بظهر البيداء
قال: ما
أمرهما إلا
واحد. إن حيل
بيني وبين العمرة
حيل بيني وبين
الحج. أشهدكم
أني قد أوجبت حجة
مع عمرة.
فانطلق حتى
ابتاع بقديد
هديا. ثم طاف
لهما طوافا
واحدا بالبيت
وبين الصفا
والمروة. ثم
لم يحل منهما
حتى حل منهما
حتى حل منهما
بحجة، يوم
النحر.
{181}
Bize
Muhammedü'bnü'l-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya yâni El-Kattân,
Ubeydullah'dan rivayet etti. (Demişki): Bana Nâfi' rivayet ettiki, Abdullah b.
Abdillâh ile Salim b. Abdillâh, Haccâc İbni Zübeyr île harbe geldiği vakit
Abdullah (İbni Ömer) ile konuşmuşlar. Kendisine :
— Bu sene haccetmemen, sana zarar vermez. Çünkü
halk arasında Çarpışma olup da seninle beyt-i şerif arasına girileceğinden
korkarız! demişler. Abdullah :
— «Eğer benimle beyt-i şerîf arasına girilirse
ben de beraberinde olduğum hâlde Kureyş kâfirleri Resulullah {Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) ile beyt-i şerif'in arasına girdikleri vakit, o ne yaptıysa ben dahî
onu yaparım. Sizi şahit kılarım ki ben Umre'ye niyet etmişimdir.» demiş ve
yoluna devam etmiş. Zu'l-Huleyfe'ye varınca Umre için telbiye getirmiş. Sonra
şunu söylemiş:
«Bana yol verilirse
Umremi ifâ ederim. Mâni olunursa beraberimde bulunduğum zaman Resûlullah {Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) ne yaptıysa ben de onu yapanın.»
Sonra şu âyet-i
kerime'yi okumuş:
(Muhakkak i'i sizin için
Resûlullah'da güzel bir örnek vardır. [ Ahzab 21 ] Sonra yoluna devam etmiş. Beydâ düzüne varınca: «Bunların
ikisinin hükmü de birdir. Umreme mâni olunursa, baccıma da manî olunur. Sizi
şahit kılarım ki ben, bir haccla bîr Umreye niyet ettim» demiş,
Ve; yine yoluna devam
etmiş Kudeyd denilen yerde bir kurban satın almış, sonra haccla Umre için
beyt-i şerîfde ve Safa ile Merve arasında bir defa tavaf yapmış.
Bilâhara hîlle çıkmamış,
taa her iki ibâdeti haccla tamamladıktan sonra bayram günü ihramdan çıkmış.
(1230) وحدثناه
ابن نمير.
حدثنا أبي.
حدثنا عيد
الله عن نافع.
قال: أراد ابن
عمر الحج حين
نزل الحجاج
بابن الزبير.
واقتص الحديث
مثل هذه
القصة. وقال في
آخر الحديث:
وكان يقول: من
جمع ين الحج
والعمرة كفاه
طواف واحد.
ولم يحل حتى
يحل منهما جميعا.
{…}
Bize, bu hadîsi İbni
Numeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti, (Dediki): Bize
Ubeydullah, Nâfi'der rivayet etti. Nâf': «İbni Ömer, Haccâc, ibni Zübeyr'in
üzerine hücuın ettiği zaman hacc etmek istedi.» diyerek, hadîsi yukarki kıssada
olduğu gibi hikâye etmiş, sonunda da: şunu söylemiş:
«İbni Ömer: Haccla
Umreyi beraber yapana bir tavaf kâfidir, hille çıkmaz, sonunda her ikisi için
birlikte ihramdan çıkar; derdi.»
182 - (1230) وحدثنا
محمد بن رمح.
أخبرنا الليث.
ح وحدثنا قتية
(واللفظ له) حدثنا
ليث عن نافع ؛
أن ابن عمر
أراد الحج عام
نزل الحجاج
بابن الزيير.
فقيل له:
إن
الناس كائن
بينهم قتال.
وإنا نخاف أن
يصدوك. فقال:
لقد كان لكم
في رسول الله
أسوة حسنة.
أصنع كما صنع
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. إني
أشهدكم أني قد
أوجبت عمرة.
ثم خرج حتى
إذا كان بظاهر
البيداء قال:
ما شأن الحج
والعمرة إلا
واحد. اشهدوا
(قال ابن رمح:
أشهدكم)
أني قد أوجبت
حجا مع عمرتي.
وأهدي هديا
اشتراه بقديد.
ثم انطلق يهل
بهما جميعا.
حتى قدم مكة.
فطاف اليت
وبالصفا
والمروة. ولم
يزد على ذلك.
ولم ينحر. ولم
يحلق. ولم
يقصر. ولم
يحلل من شيء
حرم منه. حتى
كان يوم النحر
فنحر وحلق. ورأى
أن، قد قضى
طواف الحج
والعمرة بطوافه
الأول.
وقال ابن عمر:
كذلك فعل رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
{182}
Bize Muhammed b. Rumh
rivayet etti. (Dediki): Bize Leys haber verdi. H.
Bize Kuteybe de rivayet
etti. Bu lâfız onundur. (Dediki): Bize Leys. Nâfi'den rivayet etti ki İbni
Ömer, Haccâc'ın İbni Zübeyr üzerine hücûm ettiği sene haccetmek istemiş.
Kendisine:
— «Halk arasında çarpışma var. Seni men
etmelerinden korkarız.» demişler. İbni Ömer :
«Muhakkak ki sizin için
Resûlullah'da güzel bir örnek vardır.» âyetini okuyarak:
— «Ben de Resûlullah {Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in yaptığı gibi yaparım. Sizi şâhit kılarım ki, ben Umre'ye niyet
ettim.» demiş.
Sonra yol'a çıkmış.
Beydâ sırtına vardığında :
«Haccla Umrenin
hükümleri birdir. Şahit olun — İbni Rumh: Şahit kılarım! dedi.— ki ben Umremle
birlikte hacca niyet ettim.» demiş.
Ve Kudeyd'den satın
aldığı bir kurbanlığı Harem-i Şerife göndermiş. Sonra her iki ibâdet içi»
telbiye getirerek yola revân olmuş. Mekke'ye varınca Beyt-i şerifi ve Safa ile
Merve'yi tavaf etmiş. Bundan fazla bîr şey yapmamış. Kurban kesmemiş, traş
olmamış, saçını kısaltmamış, kendisine haram olan hiç bir şeyden hilîs
çıkmamış. Nihayet bayram günü gelince kurbanını kesmiş ve traş olmuş. Böylece
yaptığı ilk tavaf ile hem haccının hem de umresinin tavafını ifâ ettiğine kaanî
olmuş,
İbni Ömer: «Resulullah
{Sallallahu Aleyhi ve Sellem) böyle yaptı.» demiş.
183 - (1230) حدثنا
أبو الربيع
الزهراني
وأبو كامل.
قالا: حدثنا
حماد. ح
وحدثني زهير
بن حرب. حدثني
إسماعيل. كلاهما
عن أيوب، عن
نافع، عن ابن
عمر، بهذه القصة.
ولم يذكر
النبي صلى
الله عليه
وسلم إلا في أول
الحديث. حين
قيل له: يصدوك
عن البيت. قال:
إذن أفعل كما
فعل
رسول الله
صلى الله عليه
وسلم. ولم
يذكر في آخر
الحديث: هكذا فعل
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. كما
ذكره الليث.
{183}
Bize Ebû'r-Rabi'
Ez-Zehrânî ile Ebû Kâmil rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Hammâd rivayet
etti. H.
Bize Züheyr b. Harb da
rivayet etti. (Dediki): Bana İsmail rivayet etti. Hammâd ile İsmail hep birden
Eyyûb'dan, o da Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen bu kıssayı rivayet
etmişlerdir. (îbni Ömer) Nebi {Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i yalnız hadîsin
başında kendisine (Seni Beyt-i şerîf den menederler.) denildiği zaman zikretmiş
:
— O hâlde, ben de
Resulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yaptığı gibi yaparım, demiş,
hadîsin sonunda Leys'in zikrettiği gibi Resulullah (tSallallahu Aleyhi ve
Sellem) işte böyle yaptı, dememiştir.
İzah:
Bu hadîsi Buhâri «Hacc»
bahsinin müteaddid yerlerinde tahrîc etmiştir.
Rivayetlerin mecmuundan
anlaşılıyor ki vak'a, Haccâc-ı Zâlim'in Mekke üzerine yürüyerek Abdullah b.
Zübeyr ile harp ettiği senede geçmiştir.
Haccâc-ı Zâlim: Irâkeyn
vâlisiydi.
Bu harbin sebebi: Hz,
Abdullah b. Zübeyr'in Abdülmelik b. Mervân'a bey'at etmemesidir. Abdülmelik
halife olmuş; Hz. Abdullah'ı kendisine bey'ata davet etmişti. Abdullah
(Radiyaîlahu anh) bunu kabul etmeyince Abdülmelik, Haccâc'ı ordusuyla Mekke'ye
gönderdi. Bu vak'a, târihte meşhurdur. Ve hicretin 72. yılında vukû bulmuştur.
Abdullah b. Ömer
(Radiyallahu anh) tam bu sırada haccetmek istemiş; oğulları Abdullah ile Salim,
bu işi tehlikeli görerek kendisini o sene hacc'dan vazgeçirmeye çalışmışlardır.
İbni Ömer (Radiyallahu anh) ise Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in
Hudeybiye vak'asındaki hâlini nazar-ı itibâra alarak niyetinden dönmemiştir.
Hudeybiye vak'ası Hicretin 6. senesinde olmuştur. Müşrikler, Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in haccıma manî olmuş, o da ihramdan çıkarak
kurban kesmiş ve traş olmuştu.
Bu da Umreye niyet eden
bir kimsenin muhasara zamanında hacc-ı ifrâd yapanlar gibi ihramdan
çıkabileceğini gösterir.
Hz. îbni Ömer'in
niyetle iktifa etmiyerek şahit davet etmesi, kendisine uymak isteyenlere
keyfiyeti bildirmek içindir.
Beydâ: Mekke ile Medine
arasında Zu'l-Huleyfe'ye yakın bir yerdir. Esasen bir çölden ibarettir.
Kudeyd dahî: Mekke ile
Medine arasında bir yerdir.
Bu isim aslen orada
bulunan bir suya verilmiş olup. sonradan bu mevkiye teşmil edilmiştir.
Hadîs-i şerîf, hacc-ı
kır'an için bir tavafla bir sa'y kâfidir diyenlerin delillerindendir.
İmam Şafiî 'nin mezhebi
de budur.
Hanefiîler'e göre
hacc-ı kır'an için mutlaka iki tavaf ve iki sa'y lâzımdır. Delilleri Hz. Alî
hadîsidir. Mezkûr hadîse göre Ali (Radiyallahu anh) hacc ile umreyi beraber
yaparak, her ikisi için ayrı ayrı tavaf ve ayrı ayrı sa'y yapmış; sonra: «Ben,
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i böyle yaparken gördüm.» demiştir.
Bu hususta ulemânın
sözleri çok ve uzundur.